17 Aralık 2009 Perşembe

Can Sıkıntısı


İnsan bazen sebepsiz yere daralır ya içinden birşey yapmak geçmez ya; hani geçer bir köşeye ya bilgisayarda takılır ya da öylece oturur ya; bir süre sonra da o yaptığından da sıkılıp etrafına bakar ya insan, çevresindeki insanlara, çevresindeki nesnelere, eşyalara; insanların ne yaptıklarını anlamaya çalışır ya, eşyaların o anki durumuna bir anlam yükler ya; etrafındaki şeylere anlam yükledikten sonra o da aynısını yapmaya çalışır ya veya sosyal ortama girmeye çalışır ya; bir süre sonra bunun da kendisini açmadığını görüp onu yapmayı da bırakır ya insanoğlu; sanki bir kısır döngüdeymiş gibi tekrardan en başa dönüp köşesine çekilip kendi dünyasında birşeyler yapmaya devam eder ya; işte o insanoğlu bir kısır döngü içerisinde olduğuna kesin karar verir.Hayata küser, herşey onun için anlamsız gelir.Oturmaktan zevk almaz, yatmaktan zevk almaz, yemekten tat almaz, sudan tat alamaz.Öyle etrafta tabirimi hoş görün ama robot gibi gezer.Gezerken de aklına resimdeki gibi abuk sabuk ama güzel fikirler gelir.Bu fikirleri yeteneğiyle birleştirdikten sonra kağıtlara döker, kendi yorumunu ekleyerek böyle uç resimler çizmeye devam eder.Bu alanda başarılı adımlar atarak önemli bir kariyere sahip olma şansına sahip olur.İçindeki sıkıntıları kağıtlara dökerek hem kendisi rahatlamış olur hem de bir alanda başarılı olarak emin adımlarla yürür.

Peki soruyorum?Herkes içindeki bu sıkıntıyı birşeyler karalayarak mı atar?Herkes bu konuda yetenekli midirki?Hadi diyelim yeteneği olanlar bu yola başvurdu veya yazılar yazmaya çalıştı, seri romanlar yazdı ya elinden birşey gelmeyenler bunun üstesinden nasıl gelecek.Cevabı bulmak hem zor hem kolay.Ben de arayışlar içerisindeyim.Bulduğum da sizlerle paylaşırım.
Devamını Oku

Bugün Benim Doğum Günüm!!!


Bundan tam 21 yıl önce.Bir kış akşamı.Kar yağıyor, her taraf bembeyaz.Anne ile baba daha 1,5 yıllık evliler.1,5 yıl sonra ilk çocukları olacak.Baba ilk çocuğunun doğumundan bir gün önce askere gitmiş.Şans işte.Çocuğunun doğumunu kaçırmış.Neyse ki annenin başında duracak kimseler varmış.Aklı eşinde ve çocuğunda kalmamış.Ama ilk çocuğunu görememenin de sıkıntısı var.Neyse baba üstlerine durumu anlatmış, izin almış ve evine gelmiş.O küçük yavruyu görmek için sabırsızlanıyor.Eve geldiğinde o masum ifadeyi görünce çok mutlu oluyor.Askerlik bu.Bu ziyareti kısa kesmek durumunda kaldı baba.Bir daha geleceği günü iple çekerek birliğine teslim oldu.Gel zaman git zaman babanın askerliği bitti ve evine döndü.Tabi o sırada çocuk da büyümüştür.Hatta yürümektedir.Çocuk babayı ilk gördüğünde biraz korkmaktadır.Çünkü daha önce görmemişti doğru düzgün.Ya da babasını hatırlaması mümkün değildi.Baba odaya girince çocuk ayağa kalkar ve esas duruşta asker selamı verirmiş.Babanın bir tek sözünde çocuk hemen denileni yaparmış.Korku değil saygıdan dolayı çocuk böyle davranırmış.

Çocuk yavaş yavaş okul çağına gelmiş.Hemen hemen her çocuk gibi öncelikle anaokuluna gönderilmiş.Okula daha rahat alışması için.Ama çocuk anaokuluna gitmekte çok isteksiz.O kadar ki anne-babası çocuğu anaokuluna bıraktıklarında çocuk arkalarından ağlamaklı bir şekilde bakarak "Beni bırakmayın" diye söyleniyormuş.O kadar masum bakıyormuş ki ailesi bazen kıyamayıp göndermiyormuş anaokuluna.Bir de üstüne rahatsızlaşınca bir dönem sonra artık hiç göndermediler çocuğu.

1 sene sonra artık abi oluyordu.Annesi kardeşine hamile idi.Kendisinin aksine kardeşi temmuz ayında dünyaya gelecekti.Kendisinin aksine karlı bir havada değil günlük güneşlik bir havada hayata merhaba diyecekti.4 temmuz da beklenen kardeş geldi.Ailemize katılan bu küçük misafir kızdı.Sanki aile içinde bir denge olsun diye kız olmuştu:)Abi kız kardeşinin doğduğu haberini nasıl aldığı dünmüş gibi hatırlıyordu.Evde sadece abi ve halası var.Bir telefon çalıyor ve sevinçli haber veriliyor.Apar topar hastaneye gidiliyor.Bir an önce o küçük şeyi görmek istiyordu abi.Kardeş geldi tamam ama bir isim koyulması gerekiyordu.Anne ve alt komşu teker teker isimlerre bakarak uygun bir isim arıyorlardı.Abi de hemen yanlarında durup ne yaptıklarına bakıyor.Daha fazla dayanamıyor abi.Bir isim söylüyor ve bunun koyulmasını istiyor.Abi kardeşine "Özlem" ismini uygun buluyor.Belki kendi ismiyle bir uyum içerisinde değil ama olsun.Özlem büyürken abisi de onunla uğraşmaya başlıyor.Kardeşinin o tombiş yanaklarını ısırıp duruyor abi.Sürekli takılıyor onunla.Kesinlikle yanlış anlaşılmasın kıskançlıktan değil sevgiden dolayı yapıyor bunları.

Bunlar olurken abi bir tehlike yaşıyor küçük yaşta.Halasına gidiyorlar ailece.Abi dışarı çıkıyor oyun oynamak için.Yanında da kuzeni var göz kulak olsun diye.Nasıl oluyorsa abi kuzeninden kurtuluyor bir şekilde ve kayboluyor.Kaybolduğu yerde öyle bir yer ki kaybolması normal bulunması çok zor olan yer.Uzun arayışlar sonucu abi bulunuyor.Abi o gün bulunmasaydı belki de hiç bugünlere gelemeyecekti.Hiç büyüyemeyecekti.Yaşamındaki dönüm noktalarından biridir abi için.

Artık okula gitme vakti geliyor abi için.Öğrenciliğe ilk adımı atmak üzere.Gerekli alışverişler yapılıyor.Üst baş alınıyor.Okulun ilk günü gelip çatıyor.İlk kez bir okuldan içeri giriyor.Heyecanlanıyor doğal olarak.Evleri ile okulun arası 5 dakika olmasına rağmen annesi okula götürüp getiriyor.Çünkü artık yeni evleri vardı ve çevreyi fazla bilmiyordu abi.Birgün anne abiyi okuldan almaya gidiyor.Bekliyor dışarıda ve bir yandan da çıkanlara bakıyor abiyi gözden kaçırmayayım diye.Abi yok ortalıkta.Okul boşaldıktan sonra anne eve geri geliyor.Bakıyor ki abi evde.Çoktan gelmiş.Anne soruyor nası geldin diye.Yolu biliyor muydun ki?Abi de cevap olarak evlerinin hemen yanındaki caminin minaresini takip ederek evi bulduğunu söylüyor.O sırada herkes birden gülümsüyor doğal olarak.Okula tek başına gitmeye başlıyor artık.Okula giderken ve eve gelirken sevdiği birşey vardı.O da bir su birikintisine basmak.Oyundu onun için.Nerede bir su birkintisi görse hemen koşardı ve sanki içinde yüzermişcesine üstünde zıplardı.Tabi annesi kızardı ama olsun bunu yapmayı çok seviyordu.

Abi yavaş yavaş büyüyordu.13 yaşındaydı artık.Ve önünde önemli bir sınav vardı.Lgs...Okul-dersane-özel ders şeytan üçgeninde gidip geliyordu.Belki yorucu belki de gereksizdi ama o zaman anlamadığı şeyi sonraları anlamaya başladı.Özellikle özel ders aldığı Türkçe hocasından çok şey öğrenmişti.Hem ders konusunda hem de hayat bilgisi dersi konusunda.Abi şuan hocasına çok minnettar.Sınavda çalışmanın meyvelerini toplayarak iyi bir puan alarak bir andolu lisesine yerleşiyor.

Liseye gittiğinde az kişiyi tanıyor abi.Ortaokuldan birkaç kişi ve dersaneden bir kişi o kadar.Liseye sınıfın belirlenmesi için gittiğinde sırada üç kız vardı.İlk kız içeri girdi.Seçti sınıfını , çıktı.Diğer kız girdi, o da sınıfını belirledi ve çıktı.Çıktıktan sonra bu iki kız birbirlerine hangi sınıfları çektiklerini sordular.Aynı sınıfa düştükleri hallerinden belliydi.Çünkü seviçten hoplayıp zıplıyorlardı.Son kız da girdi içeri.Son kızın abisi ile baba önceden tanışıyor.Kahramanımız abi ile kızın abisi de tanıştılar bu vesileyle.Kız da işini bitirdi.Ve beklenen an geldi.Sıra abiye gelmişti.Abi girdi içeri ve A sınıfını seçti.Numarası ise 781 oldu.Şans işte sırada bekleyen üç kız ve abi aynı sınıfa düştüler.Aynı anda kayıt olunmasından mı bilinmez ama abi ile üç kızın arası lise hayatı boyunca iyi gitmiştir hep.Özellikle bir tanesi(srdş)...

Liseye başladıktan sonra dersaneden tanıdığı, artık bir isim koymak şart, Noyan ile takılmaya başladı okulun ilk günlerinde.Giderek arkadaş edinmeye başladı.Edindiği arkadaşlarının en başında "Zenci" olarak adlandırılan Hakan idi.Sonraları artık bir grup olundu.Belli kişilerle takılmaya başladı abi.İleriki yıllarda sınıfta olan huzursuzluktan biraz rahatsız oldu ama elinden birşeyler de gelemezdi.Elinde olmayan nedenlerden ötürü abiye küsüldü.Neyse abinin en favori yılı lisenin son senesiydi.Bir grup olup, duvar tarafı olarak nitelendirilen, sınavlarda yardımlaşma olsun, diğer konularda olsun birbirlerine destek oldular.Bazen de cam tarafından bazı yardımlar gördü abi.Onları da unutmak mümkün değil.Kimin olduğu anlaşılmıştır herhalde(srdş).

Öss'nin yaklaşmasıyla heyecan biraz daha arttı.Bir yandan öss telaşı bir yandan da sınavdan sonra belki de arkadaşlarını bir daha göremeyecek oluşunun üzüntüsü vardı üstünde abinin.Uzun çalışmalar sonucu sınava girildi ve artık üniversiteli olacaktı abi.İtü'yü kazanmıştı abi ama liseden kimse yoktu neredeyse.Kendini yabancı bir ortamda hissetti bir anda.Üniversite kayıtları için okula geldi.İnşaat mühendisleri için kayıt saatinde hazır bulundu.Sıraya girdi ve sıranın kendisine gelmesini bekledi.Beklerken birkaç kişiyle tanıştı.Konuşurken sırası geldi ve kayıdını olup dışarı çıktı.Üniversite maratonu başlamış oldu böylece.

Şimdi gelelim bu abinin kim olduğuna.Tabiki benim başka kim olacaktı.Bugün benim doğum günüm.O yüzden birşeyler karalamak istedim.Biraz hayat öyküsü gibi oldu, gereksiz bazı şeyler yazmış da olabilirim ama olsun bugün benim doğum günüm.

Öncelikle anneme, babama, kardeşime sonrasında dostlarıma, arkadaşlarıma, öğretmenlerime, akrabalarıma, lisede beni üzen insana, liseden beri yanımda olan sırdaşıma, eski yurt arkadaşıma, beni seven sevmeyen bütün tanıdıklarıma teşekkür ediyorum.Sizlerle birlikte daha uzun yıllar ben buralarda olurum.Sağolun:):)
Devamını Oku

16 Aralık 2009 Çarşamba

Bir Süre Kayıptım


Uzun bir süredir bir zaman bulupta yazı yazamadım.Bu yüzden bu süre boyunca blog biraz duraksadı.Sizlerden özür diliyorum.Neden yazamadığımı aşağıda açıklayacağım.Yazamadığım boş günlerin acısını ileriki günlerde çıkaracağımı sizlere duyuruyorum.

Yazamamın sebebine gelince en iyi arkadaşlarımdan biri olan Onur ile ben bir süredir bir blog açıp orada sporla ilgili yazılar yazmayı amaçlıyorduk.Yaklaşık bir ay önce de amacımıza ulaştık ve tarafsız taraftar isimli bir blog kurduk.Bu blogta her tür spordan her türlü olayı tarafsız bir şekilde yorumlayarak sizlere duyurmak amacımız.Bu blogta günlük spor haberleri, verilen demeçler, spordan ilginç manzaralar, videolar, biraz magazin ve araştırma yazılarını bulabilirsiniz.İsterseniz bir siteye uğrayın beğenirseniz ne ala beğenmezseniz de daha iyi yapmaya çalışırız.Beğeneceğinizi umarak işte sitemizin adresi;

http://tarafsiztaraftar.blogspot.com/
Devamını Oku