30 Ekim 2009 Cuma

Staj defteri belası

Malum yazın bir şirkette şantiye stajımı yaptım.Tamı tamına 35 gün...Kolay olmadı.İlk günler biraz zorlansam da daha sonra hem şantiyeye hem de orada çalışanlara alıştıktan sonra zevkle gitmeye başladım.Neyse staj bittikten sonra herkesin de bildiği gibi staj defteri yazılmalıydı.İki ay biraz salladım işi nasıl olsa yazarım diye.Sonuçta yazdım ama teslim etmek için son haftadaydık ve ben anca bitmiştim.Bitirdikten sonra mühendise götürdüm imzalatmak için.Bazı eksik yanları olduğunu ve tamamlamamı söyledi ve ben de dediklerini yaptım.Staj defterindeki son pürüzleri hallettikten sonra geriye defteri teslim etmek kaldı.Bugün aslında derse gitmek aklımdan geçmiyordu.Staj defteri olmasa sabah kalkacağımda yoktu.Sabah 10 da kalktım ve kahvaltıdan sonra 11 de yola koyuldum.Okula varınca bir şey hemen gözüme çarptı.Okula giren çıkan yoktu.O "ağaçlı yol" tarihinin en boş gününü yaşıyordu.Neyse fakülteye geldikten sonra kapıda bir yazı asılmıştı.Şaşırarak okudum.İlaçlamadan dolayı okulun kapalı olduğunu söylüyordu.Şaşırmıştım çünkü tatil edildiğini görmedim duymadım.Hemen staj defterini ne yapacağım hakkında düşünmeye çalıştım.Çünkü bugün son gündü ve vermem gerekiyordu.Defterle ilgili güvenliğesordum ama heberinin olmadığını söyledi.Haberi olmayan öğrenciler gelmeye devam ediyordu ve herkes şaşırıyordu.Ben de bir arkadaşımı aradım staj defterini verip vermediğini ve bugünün tatil olduğunu bilip bilmediğini sordum.Meğer benimde içinde buluduğum küçük bir azınlık tatil olduğun bilmiyormuş.Neyse staj defteri tesliminin pazartesiye ertelendiğini duyunca rahatlamıştım.Sonra metroya binerken bugün ne olduğunu anlamaya çalıştım.Boşu boşuna 5 saatlik bir yolculuk yaptığımamı, yağmurda ıslanmamamı üzüleyim yoksa staj defterinin tesliminin ertelendiğine ve 2 günümün daha olmasınamı sevineyim.Bu karmaşık duygular içinde 500t ye bindim.Bu defterin beni daha fazla zorlamadan teslim etmeden içim rahat etmeyeceğini görmüş olduk.En kısa zamanda senden kurtuluyorum defter son günlerini iyi geçir:):)
Devamını Oku

"Kader konuşabilir miyiz?"

Bugün 500t ile rutin yolculuğumu yapıyordum.Sadece arkadaki beşlinin önündeki koltuk boştu.Doğal olarak bende oraya oturdum.Cam kenarında oturduğum için dışarıya bakıyordum.Birden kafamı çevirdim yanımdaki adam telefonundan birine mesaj yolluyordu.Ben de kime yazdığını merak ettim ve baktım.Abimiz mesajı yazmak konusunda biraz ağır kaldığı için neler yazdığını fazla kasmadan okuyabiliyordum.Yazmasını bitirdikten sonra o anlamlı cümle ortaya çıktı.Aynen şöyle:"Merhaba nasılsın 15.3 o.sora telefonla konuşabilirmiyiz?" Okuduktan sonra kime yazdığını ilk başta kestiremedim.Ama gönderilen ismi görünce tamam dedim.Gönderilen insan sevgili ablamız "Kader".Kader ile saygıdeğer abimiz belli ki bir ilişki içerisndeler.Daha doğrusu yolun başındalar.Benim anladığım veya tahminim budur.Belki tam tersi bir şey çıkabilir ama eğer düşündüğüm gibiyse abimiz fazla resmi takılıyor.Abim benim girsene olaya böyle resmi davranmak sana zaman kaybettirir.Tam farklı düşünceler, tahminler yürütürken abim gideceği yere geldi ve otobüsten indi.Yüzümde bir tebessüm olduktan sonra birden herşeyi unutuverdim ve camdan dışarıya bakmaya devam etti.
Bir 500t manzarası da böyledi.Yeni olaylar ve manzaralarla tekrar görüşmek üzere:):)
Devamını Oku

26 Ekim 2009 Pazartesi

Yaşamımdan bir olay

Çocukken herkes evden kaçmayı düşünmüştür.Düşünme sebebi evdekilerin davranışları özellikle anne ve babanın tutumları.Aranızda tartışma çıktığında kapıyı çarpıp isteriz biz küçükler bazen.Benim de o anıma gelmiş bir anımı anlatacağım.
İlkokula gidiyorum.Bir haftasonu...hava çok güzel ve sıcak.Hani derler ya mevsim sıcaklığının üstünde..Aynen öyle bire hava.Evde ailece öğle yemeği yiyoruz.Masada babamla bir tartışma yaşadım.Konusu neydi hatırlamıyorum.Bana bağırmıştı ve ben de çok bozulmuştum.Bir an önce ordan çıkmak istedim.Ayakkabılarımı giydiğim gibi evden çıktım.Nasıl bir yere gitmez buralarda oynar diye peşimden gelmediler.Ama çıktığımda gitmek istediğim tek bir yer vardı ve yola koyuldum.Koyuldum koyulmasına ama nasıl gideceğimi bilmiyordum.Sürekli arabayla giderdik oraya ve yolu sadece camdan baktığım yerlerden çıkarabilirdim.Şansımı denemek istedim.En kötü ne olabilirdi ki kaybolurdum o kadar.Yolda yürüyorum ama hala içimde bir tedirginlik var.Çünkü birazdan yolculuğumun en zor kısmına gelmek üzereydim.Zor kısım diyordum çünkü orada birbirleriyle çok iyi geçinen!! çingenler oturuyordu.Arabayla geçerken onlardan korkardım hep.Köşeyi döndüm ve çingenlerin oaraya geldim.Baktım oradan sadece ben geçiyorum.Biraz duraksadım etrafıma baktım.Gelen giden var mı diye.Şanslı günümdeymişim ki arkamdan gelen bir çift vardı, ben de onların arkasından o mahalleyi geçtim.Ama kokudan terlemiştim ve biraz da titriyordum.Birinin orda koştuğunu veya bana doğru geldiğini görsem neredeyse ağlayacaktım.Bu zorluğu aştıktan sonra gideceğim yere sadece 5 dakikalık mesafedeydim.5 dakika sonra kapının zilini çaldım.Kapı açıldığında şaşırmış bir yüz gördüm.Sanki beni beklemiyormuşlar gibi!!Direk içeri girdim ve koltuğa oturdum.Beni sorguya çekmeye başladılar.Nasıl geldin ne oldu gibi sorular sordular.Ben de cavapladım.Gece burada kaldım.Ama bizim eve haber verdiler mi vermediler mi emin değildim.Biraz da onu düşünüyordum.O gece sevdiğim insana sarılarak uyudum ve o kötü geçen günün ardından çok iyi gelmişti.Ertesi gün kalktığımda güzelce kahvaltı ettik.Daha sonra kapı çaldı.Gelenleri tahmin etmek zor olmaz herhalde.Daha sonra biraz oturduktan sonra eve geri geldim.Haftasonu evden kaçma organizasyonum noktalanmış oldu.
Şimdi sıra o küçük yaşımda evden çıkıp gidebilecek olarak ilk aklıma gelen,yazları ara sıra kaldığım,güldürmek için cee eee diyen ve 3 sene önce bizi üzerek aramızdan ayrılan kişiyi söylemekte sıra.Kendileri halam oluyordu ve o güzel günleri hep hatırlayacağım.Keşke aramızda olsa da yine evden kaçıp onun yanına gitsem.Bazen geç kalabiliyorsun işte.
Devamını Oku