14 Temmuz 2009 Salı

Soruların tümünü yaptılar ama şampiyon olamadılar - ABBAS GÜÇLÜ

Views

Milyonlarca ailede sınav fırtınası esiyor. Ve sanki şiddeti daha da artacak gibi. SBS puanları dün açıklandı. Ama alınan puanlar ne anlama geliyor, bunu anlayabilene aşkolsun.
Örneğin, bu yılki sınavda 67 öğrenci, soruların tamamını yaptı. Ama 45’i tam puan aldı. Peki, geri kalan 22 öğrenci ne oldu? Soruların tümünü yaptılarsa neden tam puan alamadılar. İşte bu noktada okul başarı puanı devreye girdi.
Bu 22 öğrenciden 22’sinin de muhtemelen okul notlarından birisi 4’tü. Yani sınavda ne kadar başarılı olursa olsun, müzikten, beden eğitiminden ya da diğer derslerden birinden 4 aldıysa, bütün hayalleri altüst olabiliyor.
En acısı da geçen yıl olduğu gibi bu yıl da soruların tümünü yaptıkları halde başarı puanı nedeniyle şampiyon olamayan iki öğrencinin içine düştüğü durum. İki yıl üst üste SBS’deki tüm soruları cevapladılar ama şampiyon olamadılar. Kim, hangi öğretmenler bu öğrencileri böylesi bir onurdan mahrum bıraktı merak ediyorum.
Objektif bir ölçme değerlendirme sisteminin olmadığı bir ortamda, okul başarı puanına bu kadar prim vermek, çok büyük haksızlıkları da beraberinde getiriyor.
MEB keşke öğrencilerin sınavdaki başarı sırasını ve okul başarı puanı eklendikten sonraki yerleştirme puanını ve Türkiye sıralamasını ayrı ayrı yayımlasaydı.
O zaman çok daha net görecektik ki, sınavda 10 bininci olan bir öğrenci, birkaç dersten 5 üzerinden 3-4 aldı diye 100 bininci sıraya düşmüş olacaktı.
OKS bugüne kadar geldi. Ama ciddi şaibeler yaşanmadı. Çünkü hiç adil ve doğru bir sistem olmamasına karşın objektif bir sınavdı. Herkes sınavın içeriğini biliyor, ona göre hazırlanıyor, başarılı olursa da seviniyordu. Düşük puan geldiğinde ise kendinden başka kızacak kimse olmuyordu. Ya şimdi? Siz istediğiniz kadar sınava hazırlanın, bir iki hocanın kaprisi ya da bol keseden not dağıtanların hovardalığı sizin yaşamınızı altüst etsin. Olmaz böyle şey. Bu sistem bir an önce değişmelidir...
Gelin şimdi şu istatistiki bilgilere bir göz atalım. Bu kadarcık veri bile sınavın ne kadar saçma sapan bir sistem olduğunu anlamamız için yeter de artar.

Diğer şampiyonlar nerede?

2008 SBS-7: Tüm Soruları Doğru Yapan Öğrenci Sayısı (Bu Yıl 8. Sınıf Öğrencileri): 61
2009 SBS-8: Tüm Soruları Doğru Yapan Öğrenci Sayısı: 67
Her iki yılda da Tüm Soruları Doğru Yapan Öğrenci Sayısı: 5
2008 SBS-7: Sınıf Puanı (SP) 500 Olan Öğrenci Sayısı (Bu Yıl 8. Sınıf Öğrencileri): 24
2009 SBS-8: Sınıf Puanı (SP) 500 Olan Öğrenci Sayısı: 45
Her iki yılda da Sınıf Puanı (SP) 500 Olan Öğrenci Sayısı: 3
2009 OYP’ye Göre Tercih Yapabilecek Öğrenci Sayısı (196 Puan ve Üzeri): 978.061
2009 OYP’ye Göre 1. Olan Öğrenci Sayısı: 3
2009 OYP’ye Göre 2. Olan Öğrenci Sayısı: 1
2009 OYP’ye Göre 3. Olan Öğrenci Sayısı: 4

Yığılma olacak mı?

En tepede yaşanan bu fırtına kim bilir alt sıralarda nasıl esiyor, bunu şimdilik bilmek mümkün değil. Ama görünen o ki sorular zor olmasına rağmen, bu yıl da aynı puanlarda büyük yığılma olacak.
Baksanıza, soruların tümünü yapan öğrenci sayısı 67 olduğuna göre, 1-2 eksiği ile yapanların sayısı 100’lerle, 10-20 eksiğini yapanlar ise binlerle ifade edilebilir.
En saçması da 1 milyona yakın aday sınava girdi. 978 bini barajı aştı. Ve tercih yapabilecek yeterlilikte bulundu. Yani 3-5 net yapanlar bile birçok yerde kontenjanlar dolmadığı için anadolu lisesini kazanabilirler.
Sakın ha kesinlikle olmaz demeyin, zamanı geldiğinde bunun örneklerini de sizlerle paylaşacağız.
Peki puanlar geldi, şimdi tercih yapma zamanı. Neye göre tercih yapacağız? Puan listesinde önemli olan ne?
Bu konuda yarın ve sonraki günlerde tüm gelişmeleri sizlerle paylaşacağız. Gün içindeki gelişmeleri de abbasguclu.com.tr’den izleyebilirsiniz.
Artık rahatlayın. Sizin için şu andan itibaren en önemli olan veri, bulunduğunuz genel ve il başarı sırası. Puan ve yüzdelik sıralamaların hiçbir anlamı yok. Hangi okulların, önceki yıllarda en son kaçıncı öğrenciyi aldığını bilerek tercih yapmak en doğru yol haritası olacaktır.
Özetin özeti: Asıl sınav şimdi başlıyor. Sabırlı, kararlı ve donanımlı olmak zorundasınız. Çocuklarınızın geleceği, tesadüflere ve yönlendirilmiş kılavuzlara bırakılmayacak kadar önemli!..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder